İçindekiler:

7 Ocak 2024
Sayı: KB 2024/01

Yeni bir kavga yılına girerken...
Ya barbarlık içinde çöküş ya sosyalizm!
Gerici faşist iktidarın "sadaka" rejimi
AKP-MHP koalisyonu: "Yerli/milli" NATO'cular
Yine şoven histeri yine saldırganlık
İsrail'le ticareti arttırıldı
İşçi ve emekçilerin direniş panoraması!
Özak Tekstil'de işçilerin birliği sermayeyi yenecek!
Erdoğan asgari sefalet ücretini belirledi
Asgari Ücret Tespit Komisyonu tiyatrosu
TKİP VII. Kongresi kapanış konuşması
Emperyalist hegemonya krizinin tablosu
Gazze'de direniş sürüyor
İsrail'in barbarlığı ve artan uluslararası "baskı"
Japon emperyalizmi piste çıkıyor
Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht
Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi sürüyor...
Kreş hakkı için mücadeleye!
2023 yılı ve gençliğin mücadele tablosu
Boğaziçi Üniversitesi'ne yeni saldırı.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Boğaziçi Üniversitesi’ne yeni saldırı...

Söz, yetki ve karar hakkı üniversite bileşenlerine!

 

Dinci faşist AKP-MHP iktidarının Boğaziçi Üniversitesi’ne dönük saldırıları her geçen gün artarak devam ediyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nde yönetim, Senato toplantısıyla Fen ve Edebiyat Fakültesi’nin “Fen Fakültesi” ve “Beşerî ve Sosyal Bilimler Fakültesi” olarak ikiye bölünmesi, Yönetim Bilimleri Fakültesi altındaki bölümlerin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne bağlanmasına karar verdi.

Bu sürece geçmeden önce Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan sürece kısaca bir göz atmak gerekir.

***

Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun kayyım rektör olarak atanması ile başlayan Boğaziçi Üniversitesi Direnişi tek adam rejiminin adeta kabusu olmuş, direnişe geçen öğrenciler azgın bir devlet terörüne maruz kalmıştı. Tutuklamalar, yüzlerce gözaltı ve onlarca kez polis saldırısı ile tek adam rejimi direnişten ne denli korktuğunu gözler önüne sermişti. Tek adam rejiminin şefi Erdoğan her konuşmasında Gençlik içerisinde kültürel iktidar olamadıklarından yakınıp duruyor. Bu kapsamda dinci faşist iktidar üniversitelerdeki devrimci, ilerici birikimin tasfiyesine de özel bir önem veriyor. 2015 sonrasın hız kazanan bu süreç de deyim yerindeyse üniversiteleri kendi faşist iktidarları için dikensiz gül bahçesine dönüştürmek için birçok adım attı. Ama sergiledikleri bu saldırganlık ODTÜ, Boğaziçi gibi üniversitelerde çeşitli gündemler ekseninde direnişe geçen gençlik kitleleri ile karşılaştı. Özellikle de 2021 yılında kayyım Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanması başta Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri olmak üzere ülkedeki birçok üniversitede, yüzlerce gencin katıldığı, dinci faşist iktidarın üniversitelere dönük politikalarını hedef alan politik bir çıkışa ve toplumsal muhalefetin desteklediği bir direnişe dönüştü.  Temel talebi “Özerk demokratik üniversite” ve “Söz, yetki ve karar hakkı üniversite birleşenlerine” olan bu direniş gençlik mücadelesine önemli bir ivme kazandırdı. “6 ayda biter” dedikleri direniş dinci faşist iktidarın adeta kimyasını bozdu. Yandaş basın ile direnişi karalama çabaları, dizginsiz polis ve yargı terörüne rağmen direniş uzunca bir süre sürdü. Kayyım Melih Bulu gitti. Kayyım Naci İnci geldi.

Boğaziçi Üniversitesi direnişi geçen iki yılın ardından sönümlense de direnişin yarattığı dersler ve ortaya koyduğu birikim hala dinci faşist iktidar için bir korku kaynağı. Boğaziçi Üniversitesi’ne dönük saldırılar direnişin ardından iki yıl geçmesine rağmen hız kesmeden sürüyor. Direnişin öznesi olan devrimci ilerici öğrenciler rektörlük tarafından çeşitli disiplin cezaları ile okul dışına itilmek isteniyor. Bunun yanında direnişe destek veren ilerici muhalif akademisyenler birer birer üniversiteden uzaklaştırılıyor. Kayyıma doğrudan bağlı olan, yandaş kadrolaşmanın sağlanacağı Hukuk Fakültesi, İletişim Fakülteleri bu saldırılar kapsamında açıldı.

***

Boğaziçi Üniversitesi’ne dönük bu saldırı dalgasının yeni bir adımı ise geçtiğimiz hafta atıldı. Boğaziçi Üniversitesi’nde yönetim, Senato toplantısıyla Fen ve Edebiyat Fakültesi’nin “Fen Fakültesi” ve “Beşerî ve Sosyal Bilimler Fakültesi” olarak ikiye bölünmesi, Yönetim Bilimleri Fakültesi altındaki bölümlerin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne bağlanmasına karar verdi.

Söz konusu senato toplantısı öncesi yüzlerce Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi “Fakültelerimize dokunma” diyerek bir eylem gerçekleştirdiler. Eylemin ertesi günü İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin kapatılmayacağı (toplantı öncesi kapatılacağı söyleniyordu) ancak Fen Edebiyat Fakültesi’nin bölüneceği duyuruldu. Nitekim senato toplantısında da bu eksende karar alındı. Senato kararı sonrası öğrenciler yine kampüs içinde buluştu. Beş yüzü aşkın öğrencinin katıldığı bu eylemde yürüyüş ardından ise forumlar gerçekleştirildi.

Özerk-demokratik üniversite için mücadeleye!

Boğaziçi Üniversitesi’ni hedef alan bu saldırı kuşkusuz direniş sürecinden beri var olan saldırı dalgasının bir adımıdır. Fakültelerin kapatılması ve bölünmesi kararı ile yandaş kadrolaşmaya yeni alanlar açılmaya çalışılmaktadır. Aynı zamanda direniş sürecinin başından beri süren ilerici akademisyenlerin tasfiyesi yeni bir boyuta taşınmak istenmektedir.

Boğaziçi Üniversitesi bundan iki yıl önce tek adam rejiminin iki dudağı arasından çıkan “kayyım atamasına” başkaldırdı. Bugün de söz konusu saldırıyı püskürtmek için harekete geçmek gerekiyor. Boğaziçi Üniversitesi’nin bileşenlerinin yer aldığı ÖTK, dayanışma, meclisler, kol kulüp ve topluluklar direnişin ilk örgütlülük zeminleri olmuştu. Direniş bu zeminlerden aldığı güçle devam edebilmiş ve neredeyse bütün öğrencilerin odağı durumuna gelmişti.

*Bugün de söz konusu karara karşı “Söz, yetki ve karar hakkına” sahip çıkmak için Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri birleşmelidir!

*Başta kapatılması ve bölünmesi planlanan fakülteler de olmak üzere bir araya gelinmeli ve yürütülecek tartışma zeminleri/forumlar ile taleplerini belirlemeli ve süreç güçlü bir şekilde örgütlenmelidir!

-İki yıl önce gür bir şekilde haykırılan “Özerk-demokratik üniversite” talebi bugün de görüldüğü üzere önemini korumaktadır. Bugün de dinci faşist iktidarın, kayyımlığın tepeden inen kararları ile Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin eğitim hakkı gasp edilmekte, hiçbir fikirleri alınmadan, hiçbir bilimsel ölçüt gözetilmeden üniversitelerine dair değişiklikler yapılmak istenmektedir! Söz konusu fakülte kapatma/bölme kararları tamamen tek adam rejimi tarafından alınan “politik kararlardır.” Bu kapsamda buna karşı yürütülecek mücadele elbette ki politik bir muhtevaya ve taleplere sahip olacaktır. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri “Özerk-demokratik üniversite” talebini bu kapsamda yükseltmek zorundadır!

-Üniversiteye dönük bu saldırı kayyım rektörlük tarafından oldu bitti ye getirilmek istenmektedir. Bu yüzden Boğaziçi Üniversitesi’nin başta öğrenciler olmak üzere bütün temel bileşenleri zaman kaybetmeden bölüm bölüm, fakülte fakülte birleşerek ortak bir zeminde buluşmalı, ortak talepleri ekseninde eylemli süreci güçlendirmelidir.

Devrimci Gençlik Birliği